30 Temmuz 2011 Cumartesi

Şeytanın ters mantık yöntemi

Şeytanın kirli ve sinsi bir yöntemi vardır: İnsanlara “ters mantık” kullanarak etki etmeye çalışır. Bu yöntemle insanları, din ahlakının tebliğinden, ateizm ile mücadeleden, güzel ahlakın yayılmasından uzaklaştırmaya uğraşır. Bunu yaparken şeytan, kendisine kulak veren kimselere son derece makul görünen gerekçelerle yaklaşır. Şeytanın bu sinsi yöntemine uyanlar için ibadet etmemek, tebliğ yapmamak, Allah için zorluklara göğüs germemek, Allah rızası için yaşamamak ve sapkın inanç sistemlerine karşı mücadele vermemek için gerekçeler, bir başka deyişle bahaneler oldukça fazladır. Şeytanın yöntemi öylesine sinsi, öylesine alçakça ve öylesine aldatıcıdır ki, Allah adına mücadele etme konusunda tereddütte olan insanlar bu bahaneleri kullanmakta bir an olsun tereddüt etmezler. Kimileri kendilerini samimi birer Müslüman olarak gösterir, fakat farkında olarak veya olmayarak şeytanın ters mantığını kendilerine düstur edinirler. Kendilerini öncelikli görür, Allah adına mücadele etmek yerine, insanların nazarındaki itibarlarını koruma peşine düşerler. Allah’ın emirlerini yerine getirme konusunda çekingen davranır, bu yolda çaba gösterenleri ise kendi düştükleri tuzağa çekmeye uğraşırlar. Bu şekilde vicdanlarını rahatlatır, doğru yolda olduklarına dair kanaat getirmeye çalışırlar. Fakat kendi nefisleri de şahittir ki, Allah’ın rızasına uymadıklarından, vicdanları rahat değildir.

Çoğunluğa uymamak iman ve akıl alametidir

Allah dünya hayatının yaratılış amacını Kuran’da Mülk Suresi’nin 2. ayetinde “O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı”şeklinde bildirmektedir. Bu gerçeğe göre dünyada istisnasız tüm insanlar imtihan olmaktadırlar. Ancak insanların çok büyük bir bölümü Allah tarafından denenmek amacıyla dünyada bulunduklarını unutarak yaşarlar. Dünya hayatının yüzeysel işlerine dalan,  malı, mülkü, zenginliği ve geçici zevkleri Allah rızasını kazanmak amacıyla kullanmak yerine hayatlarının asıl amacı haline getiren insanlar Allah’ın Kuran’da bildirdiği gerçekleri kavrayamadan kısa ömürlerini tamamlarlar ve gaflet hali içerisinde ölürler. Oysa “asıl hayat” ahiretteki sonsuz hayatımızdır. Dünya hayatı ise yalnızca geçici bir süre bulunduğumuz bir sınav yeridir. Allah Kuran’da insanların büyük bir bölümünün bu gerçekleri görmezden gelerek Allah’ın çağırdığı yoldan uzaklaştıklarını  birçok ayetiyle bizlere haber vermektedir: