6 Ağustos 2011 Cumartesi

Ashab-ı Kehf nerede yaşadı?


Ashab-ı Kehf'in yaşadığı yer konusunda birkaç iddia vardır. Bunlardan en makul görünenleri ise Efes ve Tarsus'tur. Hemen hemen tüm Hıristiyan kaynaklar, gençlerin sığındıkları mağaranın bulunduğu yer olarak Efes'i gösterirler. Bazı Müslüman araştırmacı ve Kuran yorumcuları da Efes konusunda Hıristiyanlarla hemfikirdirler. Bazıları da bölgenin Efes olmadığını uzun uzadıya açıkladıktan sonra, olayın geçtiği yerin Tarsus olduğunu ispatlamaya çalışmışlardır.

Hem Hıristiyan hem de İslam kaynaklarında övülen Ashab-ı Kehf'in (Mağara Ehli) zalim bir hükümdarla karşı karşıya oldukları ve bu hükümdarın, genel kabule göre, Roma İmparatoru Decius olduğu tahmin edilmektedir. Decius'un baskı ve zulmü ile karşılaşan gençler, bulundukları topluma Allah'ın dinini terk etmemeleri konusunda birçok uyarılarda bulunmuşlardır. Toplumun yaptıkları tebliğlere kayıtsız kalması, imparatorun baskıyı artırması ve ölüm ile tehdit edilmeleri sebebiyle gençler yaşadıkları yerden uzaklaşmaya karar vermişlerdir.

Hz. Süleyman, Hz. Zülkarneyn ve Hz. Mehdi... Üç kutlu şahsın ahir zamanı aydınlatan benzerlikleri

Hz. Süleyman (a.s.) ve Hz. Zülkarneyn (a.s.) , Allah’ın sınırlarını titizlikle korumuş, İslam ahlakını dünya üzerinde hakim kılmak için ciddi bir çaba sarf etmiş ve bu çabalarının dünyadaki karşılığını güçlü bir hakimiyetle almış olan iki mübarek şahıstır. Hz. Süleyman ve Hz. Zülkarneyn dönemlerinde yaşanan yeryüzü hakimiyetinin dışında bu iki dönemin bir ortak noktası daha bulunmaktadır. Peygamber Efendimiz (sav)’in hadislerinde, bu dönemlerde yaşanan dünya hakimiyetiyle Hz. Mehdi döneminde yaşanacak olan hakimiyetin benzerlikler taşıyacağına dikkat çekilerek Müslümanlara büyük bir müjde verilmektedir.
Hz. Süleyman (a.s.); Hz. Nuh (a.s.)’ın soyundan gelen, kendisine Allah Katından hidayet ve yüksek ilim verilen mübarek bir peygamberdir. Allah, Hz. Süleyman (a.s.)’ı -aynı babası Hz. Davud (a.s.) gibi- İsrailoğulları’na peygamber olarak göndermiştir. Onu büyük bir saltanat, eşsiz bir zenginlik, cinler ve kuşlarla desteklemiş ve ona çok güçlü ordular ve üstün ilimler lütfetmiştir. Yaşadığı topraklarda hayatı boyunca adaletle hükmetmiş, yüksek yöneticilik ve hakimlik vasfı ile farklı toplulukları hizmetinde toplamıştır.